Tags: | Categories: Röportaj Posted by Editorial on 13.02.2016 03:28 | Yorumlar (0)

Türkiye'nin önde gelen hosting firmaları , Türkiye'de Hosting Sektörüne dair önemli konuları Hosting TV'de konuştu. 
2015 yılında Türkiye'de hosting sektöründe yaşanan önemli gelişmelerden, pazardaki global oyunculara ve sektörün problemlerine kadar önemli başlıklara değinilen bu videoyu mutlaka izlemelisiniz.


Tags: | Categories: Röportaj Posted by Editorial on 20.10.2015 20:43 | Yorumlar (0)
BT Günlüğü'nün Radore Genel Müdürü Zeki Kubilay Akyol ile yaptığı röportajı

Tags: | Categories: Röportaj Posted by Editorial on 08.10.2015 23:08 | Yorumlar (0)
BT Haber Gazetesinin deneyimli Editoru Handan AYBARS'ın Markum.net CEO'su Ahmet Çilingir soruları yanıtlıyor.

IT sektörünün sesi BT Haber Gazetesinin deneyimli Editoru Handan AYBARS'ın sorularını CEO'muz Sayın Ahmet Çilingir ve Tekonloji Yöneticimiz Fizik Mühendisi Ahmet Çilingir Cevapladı.

Posted by Markum Hosting on 8 Ekim 2015 Perşembe
Categories: Röportaj Posted by Editorial on 22.06.2015 04:14 | Yorumlar (0)


Kaynak: http://www.techinside.com/hosting-festivali-ankarada-sahne-aldi/
Tags: | Categories: Röportaj Posted by Editorial on 03.06.2015 19:53 | Yorumlar (0)

Turkinternet.com'un Amazon Türkiye Ülke Müdürü Murat Yanar ile yaptığı röportajı siz okuyucularımızın bilgisine sunarız.



Turkinternet.com'un Amazon Web Services (AWS) Verdiği Hizmetleri Tanıttı başlıklı haberi için tıklayın

Tags: , | Categories: Röportaj Posted by Editorial on 01.06.2015 20:04 | Yorumlar (0)

EticaretMag'ın GoDaddy EMEA Bölge Başkan Yardımcısı Stefano Maruzzi ile yaptığı röportaja aşağıdaki adresten ulaşabilirsiniz.

Tags: , | Categories: Röportaj Posted by Editorial on 18.02.2015 03:04 | Yorumlar (0)

Web Hosting Türkiye olarak sektöre yönelik yerel pazarda faaliyet gösteren firmalarla mümkün olduğunca Web Hosting sektörünü konuşmaya, bilgi alamaya özen gösteriyoruz. Son zamanlarda TÜRKTRUST'ın SSL servislerini Web Hosting sektörüne göre revize etmesi, bayilik ve çeşitli yapılarını devreye alacağını duyuyorduk. Konuları netleştirmek, sektöre yönelik planlarını ilk ağızdan öğrenmek adına bazı sorular sorduk ve TÜRKTRUST'tan Burak Kalkan bey bizi kırmayarak hepsini cevapladı. İşte TÜRKTRUST röportajımız.

Kendinizden kısaca bahseder misiniz ? TÜRKTRUST 'da ki göreviniz nedir?

Burak Kalkan, yurtdışında aldığım Bilgisayar Sistemleri eğitimim üzerine uzun yıllar IT sektöründe Satış ve İş Geliştirme alanlarında çalıştım. Şu an TÜRKTRUST İş Geliştirme Yöneticisi olarak görevime devam etmekteyim.

Görev alanım özellikle yurtiçi, yurtdışı SSL satışları ve SSL İş Ortakları yönetimi konularında yoğunlaşmaktadır.

Ülkemizde 1.2 milyon civarı Domain barındırılıyor ve her geçen gün SSL kullanımı artıyor fakat TÜRKTRUST 'ın şimdiye kadar bu büyük pazar'dan pay almadığını ve SSL ihtiyacı olan web sitelerinin tüm alımlarının yurtdışı firmalarından olduğunu görüyoruz. Bu konu ile ilgili planlarınız nedir?
Barındırma sektörüne yönelik bir çalışmanız var mı?

10 seneyi aşkın bir süredir bu sektörde olmamıza rağmen, çok zorlu olan SSL sektörü dünyadaki büyük oyuncuların hegemonyası altında dönmekte ve gelişmektedir. Tabii buradaki en önemli kıstas SSL teknolojisinin uluslararası standartlarca belirlenmesi ve hükümetlerin mevzuatlarından bağımsız olmasıdır.
Bu bağlamda, bir dünya markası olmadığınız sürece bu sektörde pay sahibi olabilmek ciddi bir efor gerektirir. Sektördeki önemli firmalara baktığınız zaman onların sadece SSL tarafında değil, IT sektöründe güvenlik ve anti-virus tabanlı tanınmış şirketler olduğunu görürsünüz.

Biz aslen bilgi güvenliği alanında Türkiye’de hatırı sayılır bir müşteri potansiyeline sahibiz. Ama tabii bunu DV SSL (sadece alan adı doğrulamalı SSL) pazarıyla kıyaslamamak lazım. Keza yıllardır biz sadece OV SSL (kurumsal doğrulamalı SSL) satışı yaptık. Bu sene ise DV SSL pazarına da giriyoruz. Yani SSL sektörünün dinamosunu oluşturan DV SSL tarafında başta Türkiye olmak  üzere diğer ülkelerde de tanınmak istiyoruz.

Barındırma sektöründe ise DV SSL sağlayan bir iş ortağı olarak bundan sonra daha aktif faaliyetlerde bulunacağız.

TÜRKTRUST, DV (Domain Validation) dediğimiz ve Web Siteleri tarafından kullanılan SSL sertifikalarını ne zaman sunmaya başlayacak?

Altyapımız hazır ve testlerimiz bitmek üzere; şu an itibarıyla barındırma hizmeti veren firmalarla iş birliği yapmak üzere görüşmeler yapmaktayız.

Sektörde BTK kayıtlarına göre 2.500 kayıtlı yer sağlayıcı bulunmakta. Kayıtlı olmayanlarla beraber tahmini 4.500 civarı Yer Sağlayıcı Web Hosting sektöründe faaliyet gösteriyor. Yer Sağlayıcılarla alakalı TÜRKTRUST'ın bayilik veya partnerlik çalışmaları olacak mı?
Küresel çapta faaliyet gösteren firmalarla bayi seviyesinde çalışmak saatler içerisinde gerçekleşebiliyor, aynı dinamikliği bürokratik işlemlere takılmadan gösterebilecek misiniz?

Bu sektöre DV SSL sağlayan yerel üretici olarak kendimizi bir iş ortağı olarak konumlamak istiyoruz. Tabii ki bunu yaparken önemli olan iş ortağımızı mümkün olduğunca az yormak ve her şeyi mümkün olduğunca otomatize etmek. Özellikle OV SSL satışlarından kazandığımız yetkinliklerimizi DV SSL tarafında da kolaylıkla kullanabileceğimizi düşünmekteyim.

Çalıştığımız platform mevzuat değil de uluslararası standartlara bağlı olduğundan bürokratik tarafta iş ortaklarımıza bir yük getirmeyeceğiz.

Hepimizin bildiği gibi dünya üzerinde DV SSL sertifikaları 4.99$ ila 20$ arasında değişiyor. TÜRKTRUST bu rakamlarla rekabet edebilecek bir yapılanma gerçekleştirebilecek mi?
Yurtdışına giden bu kadar ödemeyi TÜRKTRUST’ın yurtiçinde tutma potansiyeli mevcut. Bunu canı gönülden isteriz.

Tabii ki, gerçekten bizim de amacımız bu yönde. OV SSL tarafında olduğu gibi, DV SSL tarafında da hem yurt içi hem de yurt dışı pazarlarda rekabetçi ve agresif bir yaklaşım sergileyeceğiz. Keza tamamen kendi yazılım ekibimiz tarafından uluslararası standartlar çerçevesinde geliştirdiğimiz DV SSL sertifika hizmetimizle, OV SSL için olduğu gibi, sadece kurum olarak kendi hedefimizi değil, ulusal bir amacı da gerçekleştirmiş olacağız.

Bu bağlamda elimize geçen bu fırsatı doğru değerlendirmek ve bu bayrağı en ileriye taşımak istiyoruz.

Barındırma sektörü SSL sertifikalarının SHA1'den SHA2 algoritmasına geçişi için henüz farkındalık kazanmış değil. TÜRKTRUST konu ile alakalı bir çalışması var mı? Bu farkındalığı sağlamak için neler yapılabilir?

Bu geçiş aslen zaman içerine yayılarak yapılacaktı. Ama Google’ın kendi inisiyatifiyle Chrome browser’ları için bu süreci öne çekmesiyle, tüm dünyada SHA-2 geçişi de-facto olarak hızlanmış oldu ve bizim de üyesi olduğumuz CA/Browser Forum gibi uluslararası sektör organizasyonları tarafından düzenlemeler öne çekildi.

Google, Chrome üzerinde belli zaman dilimleri ile bu geçişin kullanıcı tarafından anlaşılmasını sağlayacak uyarılar vereceğini açıkladı. Aynı hafta içerisinde biz de ilgili duyuruyu sitemizde yayınladık ve tüm müşterilerimizi bu geçiş hakkında bilgilendirdik. Hatta Çözümpark gibi teknik ağırlıklı forumlarda da bu duyuruları yaptık. Aşağıdaki linklerden bu duyurularımızı bulabilir ve konu hakkında daha sade ve anlaşılır bilgi alabilirsiniz;

Güvenlik sertifikasyonunun katı standartlara göre olduğunu biliyoruz fakat küresel çapta faaliyet gösteren Sertifika Sağlayıcıları (Certificate Authority)'na göre TÜRKTRUST'ın ne gibi avantajları olabilir? Özellikle Web Hosting ve Internet Servis Sağlayıcılarının tercih sebebi olabilecek avantajlarınız nelerdir?

Avantajımız; Türkiye’de olmamız ve yerel olmamızdır. Yerel, hızlı ve Türkçe destek verebiliyor olmamız çok önemli bir tercih sebebidir bence.

Birazda teknik konulara dönersek. Yakın geçmişte Heartbleed, Poodle gibi SSL üzerinde kritik güvenlik açıkları ile karşılaştık.
Bu açıklardan en az etkilenmek için hangi güvenlik protokollerinin kullanılmasını önerirsiniz? Ek önlemler neler olabilir?

Aslına bakarsanız bu açıkların hiçbiri bizim gibi sertifika üreticilerini direk olarak ilgilendirmemekte, keza bu açıklar bizim ürettiğimiz SSL sertifikalarıyla alakalı değil. Heartbleed; kurumların iç sunucularında kullandıkları ücretsiz OpenSSL yazılımındaki bir açığın keşfedilmesi olayıdır. Poodle ise SSLv3 protokolünde tespit edilmiş bir açığın kamuoyuna duyurulmasıdır. Bu açılar için daha detaylı bilgileri ve yapılması gerekenleri aşağıdaki linkten takip edebilirsiniz;

Sektöre daha çabuk entegre olabilme adına API, otomasyon, test (https check), doğrulama (CSR validation) gibi araçlarınız var mı? veya bu gibi araçları sunmayı düşünüyor musunuz?

Evet tabii ki, bu söyledikleriniz SSL sektörünün vazgeçilmez dinamikleri. Alt yapımız tamamlanmış olup testlerimizin de tamamlanmasını bekliyoruz. Bu servislerin hepsinden iş ortklarımızı en kısa zaman içinde yararlandırmak istiyoruz.

Tags: | Categories: Röportaj Posted by Editorial on 30.11.2014 22:32 | Yorumlar (0)

Itnetwork'ün (www.itnetwork.com.tr) Radore Genel Müdürü Zeki Kubilay Akyol ile yapmış olduğu röportajı siz okyucularımızın bilgisine sunarız.

Önceliğimiz her zaman insandır…

Radore Genel Müdürü Zeki Kubilay Akyol dergimize, Radore’nin yeni yatırımlarını, yatırım sonrası sektördeki konumunu ve genel olarak Datacenter sektörünü değerlendirdi. Akyol, son yaptıkları yatırım ile 2.500 m² kapalı alana sahip olduklarını ve 10.000 sunucu kapasitesine ulaştıklarını belirtti…

Radore’nin kuruluşundan bu yana hayat serüvenini anlatır mısınız?

Radore, 2004 yılında üç sunucu ile başlayan veri merkezi serüvenini, bugün 1.000 m2 veri merkezi alanı (white space) ve yaklaşık 10.000 sunucu kapasitesine ulaştırarak sektörün hem deneyimli, hem de önemli oyuncularından birisi haline geldi. Faaliyetlerimize önce küçük web sitelerini bünyemizde barındırdığımız paylaşımlı web hosting hizmeti ile başladık. İlk yıl başka veri merkezlerinin sistem odalarından bu hizmeti sağladık. 2005 yılında ise kendi adımıza ilk yatırımımızı yaparak 5-6 metrekarelik bir odaya sistem kurduk. İlk yerimizde 2009 yılına kadar toplamda 200 sunucuya kadar ulaştık. 2009 yılında da yeni bir yatırım ile MetroCity’ye taşındık. Şu anda 3.000’e yakın aktif sunucu ile hizmet veriyoruz. Son yatırımlarımızla sunucu barındırma ve kiralama hizmetinin yanında kafes kiralama hizmeti de sunmaya başlıyoruz.
Dolayısıyla daha büyük ve daha güvenli bir altyapı isteyen müşterilerimiz kendilerine ait özel ve ayrılmış kafeslerde hizmet alabilecekler.

Datacenter’ınızın fziksel yapısından ve sunduğunuz hizmetlerden bahseder misiniz?

Radore olarak veri merkezi hizmetleri dâhilinde sunucu barındırma (kafes ve kabin kiralama) başta olmak üzere, sunucu kiralama, Cloud IaaS (bulut bilişim altyapı hizmetleri), CDN (lokasyon bazlı içerik dağıtım ağı), paylaşımlı web hosting servisleri, internet erişim hizmetleri ve lisans kiralama hizmetleri sunuyoruz.

Veri merkezimizin fiziksel yapısını anlatacak olursak;
Toplam 2 MW’lık enerji kapasitemizi MetroCity Plazaları’nın iki farklı dağıtım trafosundan alıyoruz. Yeni yatırımımız sonrasında veri merkezimizin şu anda yüzde 25’lik kısmı dolu. Radore Datacenter tam doluluk noktasında 10 bin sunucuya ev sahipliği yapabilecek kapasiteye sahip. 3 yıl içerisinde doluluk kapasitemizi yüzde 75’e ulaştırmayı hedefiyoruz. Veri merkezimizin soğutması için “Free Cooling Chiller” teknolojisi kullanıyoruz, yani soğutma altyapımız “Chiller” hassas klimalar ve pompalardan oluşuyor. Soğutma sistemimiz N+1 yedekli olarak tasarlandı. İnternet erişim hizmetini yedi farklı internet servis sağlayıcı ile müşterilerimize sunuyoruz.

Radore veri merkezinde 10 Gigabit Ethernet ara yüzlerini kullanıyoruz. Network’de kullandığımız bu yüksek kapasite sayesinde, müşterilerimizin anlık ya da kalıcı yüksek kapasite ihtiyaçlarına ağ üzerinde hiçbir fiziksel ya da yazılımsal değişiklik yapmadan rahatlıkla yanıt verebiliyoruz. Ayrıca ana omurga seviyesindeki tüm network cihazlarımız birden fazla enerji kaynağı ile beslendiği için, Radore’nin omurgası UPS arızalarına dahi direnç gösterebilmekte. Bu yedekli ana omurga sayesinde ihtiyaçlar doğrultusunda tek servis sağlayıcıdan bağımsız olarak yedekli internet erişimi sağlayabiliyoruz.

Radore Datacenter, RIPE NCC tarafından Türkiye’ye atanmış tüm IP rezervinin yüzde 0,5’ini tek başına yönetmekte ve bu istatistikle, Türkiye’deki en büyük IP ağına sahip özel veri merkezi unvanını taşımaktadır. Radore Datacenter’ın bulunduğu MetroCity Alışveriş Merkezi, 7×24 dijital ve fiziksel olarak izleniyor ve belirli saatler dışında yetkilendirilmiş personel haricinde binaya giriş yapılmasına izin verilmiyor.

Fiziksel güvenlik önlemlerinin yanı sıra veri merkezimiz, yangın ihbar ve FM200 gazlı ve aersol tozlu yangın önleme sistemi, su ve nem kontrol sensörleri, enerji kontrol yazılımları ve erişim takip yazılımları aracılığı ile 7×24 izleniyor.

Radore olarak Datacenter hizmetinizden ve bu bağlamda iş ortaklarınıza sunduğunuz çözüm ve artılarınızdan bahseder misiniz?

Bugüne kadarki datacenter hizmetlerimizde mühendislik altyapısı daha ön planda bulunuyordu. Günümüzde artık bunun önemi giderek azalıyor. Çünkü herkes artık aynı tip ve aynı kalite cihazlarla hizmet sunmaya başladı. Dolayısıyla burada rekabet biraz daha ön plana çıktı. Biz de bu noktada farklılaşmamız gereken bazı hususları ön plana çıkartıyoruz. Bunlardan en önemlisinin insan olduğunu düşünüyorum.

Radore olarak donanımlı insan kaynağına yatırımımızı her zaman ön planda tutuyoruz. Radore olarak verdiğimiz hizmetler ve hizmetlerimizdeki müşteriye göre esnek yapıda olmamız bizim en önemli avantajımız.

Ölçek bazlı olarak düşünürsek ağırlıklı olarak hangi ölçekteki frmalara hizmet sağlıyorsunuz?

Çok farklı sektörlere ve kurumlara hizmet üretiyoruz. Kişisel sunucu kiralama hizmeti alan bireysel müşterilerden, tüm operasyonlarını bizde barındırdıkları sunucular üzerinden yürüten kurumlara kadar geniş bir yelpazeyi portföyümüzde bulunduruyoruz. Ağırlıklı olarak Kurumsal ve KOBİ niteliğindeki firmalara daha fazla hizmet sunduğumuzu söyleyebilirim.

Kamu tarafında da hizmet verdiğimiz kurumlar mevcut. Ancak kamu tarafındaki firmalar daha çok kendi veri merkezlerini kurma odaklı ilerleme tercih ettikleri için, oradaki algının değişmesi zaman alacak diye düşünüyorum. Bu noktada bazı belediye ve üniversitelere hizmet sunuyoruz.

2014 yılını değerlendirdiğinizde şu ana kadar planlarınızın neresindesiniz?

Radore olarak yeni veri merkezi yatırımımıza 2013’ün son çeyreği gibi başlamıştık. İlk testimizi de 2014’ün ilk çeyreğinde yaptık. Eski veri merkezimizdeki mevcut yapımızı yeni yerimize taşıyoruz. Eski alanımızı da yeniden revize edip tekrardan hizmete sunmak için çalışmalarda bulunuyoruz. 2014 yılı aslında bizim için datacenter anlamında yatırımımızı büyütmek, eski yapımızı revize etmek ve altyapı çalışmaları ile geçti.

2015 yılına dair hosting ve datacenter alanlarında beklentileriniz nelerdir? Pazar nasıl bir değişim gösterecektir?

2015 yılı içerisinde şu an için biri inşaat aşamasında, bir diğeri tasarım aşamasında olan iki tane büyük veri merkezinin sektöre gireceği konuşuluyor. Bu tarz büyük yatırımların olması, diğer yabancı yatırımcıların da Türkiye’ye bakış açılarını geliştiriyor. Bu da sektörün olgunlaşması ve pazarlanması anlamında bence büyük önem taşıyor.

Radore olarak pazarın büyümesi, pazara yeni oyuncuların eklenmesi, küçük çaplı işletmelerin büyümesi ve rekabetin artmasından memnuniyet duyuyoruz. Türkiye geniş perspektiften bakıldığında gelişmekte olan pazar algısının devam ettiği ve veri merkezi adına algının hala istenilen seviyede yerleşmediği bir konumda bulunuyor. İnsanlar ve kurumlar hala sunucuları satın almayı ve bunu kendi sistem odalarında barındırmayı tercih ediyorlar. Bu algının 2015 yılında biraz daha kırılacağını ve pazarın büyüme göstereceğini düşünüyorum.

Tags: , , | Categories: Röportaj Posted by Editorial on 11.11.2014 01:42 | Yorumlar (0)
DonanımHaber'in İsimtescil.net yöneticilerinden Melih Andıç ile yapmış olduğu röpotaj. Alanadına dair güzel bir içerik.

Tags: , | Categories: Haber, Röportaj Posted by Editorial on 18.03.2014 08:28 | Yorumlar (0)

Kaynak: http://www.noete.com/emre-narin-sadece-hostingi-satin-alan-telecity-group-35-milyar-pazar-degeri-olan-bir-firma-1.html